Denizli’de yaşanan bir olay, hem yerel hem de ulusal medyada büyük yankı uyandırdı. 23 Ekim 2023 tarihi itibarıyla, yatalak annesine şiddet uyguladığı iddia edilen bir doktor, gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Olayın detayları, sağlık camiasını ve halkı derinden sarsarken, aile içindeki bu vahşi şiddetin nedenlerine dair bir dizi soru sormamıza sebep oldu.
Olay, Denizli'nin Merkezefendi ilçesindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. İddiaya göre, 40 yaşındaki doktor Y.B., yatalak durumda yaşayan annesi H.B. ile yaşadığı evde, belirli bir süre boyunca fiziksel şiddet uyguladı. Ailesinin ifadesine göre Y.B., bir süredir şizofreni tedavisi görmekteydi ve bu durum, onun psikolojik durumunu olumsuz etkilemişti. Komşuların seslerden haberdar olması üzerine, olay polise bildirildi. Ekiplerin hızlı bir şekilde olay yerine ulaşması sonucu, H.B. ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırıldı ve komaya girdi.
Olayın ardından Y.B. gözaltına alındı ve işlemleri başlatıldı. Yapılan gözaltında polislere karşı herhangi bir direniş göstermeyen Y.B., "Annemle aramızda bir sorun yoktu, neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum" diyerek psikolojik durumunu savunmaya çalıştı. Ancak bu açıklama, onun yaşadığı zihinsel problemleri göz ardı etmedi. Olayın gözler önüne serdiği, bir zamanlar başarılı bir hekim olarak tanınan Y.B.'nin düşüşü, toplumu derinden etkiledi.
Böylesi bir olayın ardından, aile içi şiddetin nedenleri üzerine tartışmalar yeniden gündeme geldi. Uzmanlara göre, birçok aile içi şiddet vakası, ailenin ruhsal durumu ve bireylerin yaşadığı psikolojik bozukluklar ile doğrudan ilişkilidir. Şizofreni gibi ağır psikiyatrik hastalıkların bireylerdeki etkileri, sadece kendilerini değil, etraflarındaki insanları da olumsuz etkiler. Y.B.'nin akıl sağlığı durumunun, fiziksel şiddetin sadece bir yansıması olduğu değerlendirildi. Aile üyelerinin de durumu fark etmemesi, olayın daha kaygı verici boyutlar almasına neden oldu. Bu tür durumlarda aile içindeki etkileşimlerin, ruh sağlığı üzerinde ne denli etkili olabileceği konusunu gündeme taşıdı.
Psikiyatristler, bu tür önlenebilir olayların önüne geçebilmek adına ailelerin, ruh sağlığı konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aile üyelerinin, sevdiklerini gözlemleyerek psikolojik değişimlere dikkat etmeleri ve gerektiğinde uzman yardımı almaları, benzer olayların önüne geçebileceği düşünülüyor. Psikolojik destek sistemleri, özellikle ağır akıl sağlığı sorunları olan bireylerin aileleri için büyük bir önem taşırken, bu tarz travmatik olayların yaşanmaması adına da kritik bir rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, Denizli'deki bu trajik olay, hem anne için hem de toplum için bir uyarı niteliğindedir. Aile içi şiddetin, her durumda sorgulanması ve gerekli önlemlerin alınması, hem bireylerin hem de toplumun ruh sağlığı açısından oldukça önemli bir konudur. Y.B.’nin tutuklanmasının ardından, toplumsal olarak bu tür olayların önlenmesi adına daha sağlıklı bir diyalog ve stratejilerin geliştirilmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu tür vakaların yaşanmaması için farkındalık yaratmak ve aile içi iletişimi güçlendirmek üzerine çalışmaların hızlandırılması, beklenen çözüm önerileri arasında yer almaktadır.