4 büyüklüğündeki Erzincan depremi, bölge halkında ve çevresinde büyük bir endişeye yol açtı. Bu önemli olayın ardından, Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından biri olan Naci Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti. Görür, depremin sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileri üzerine değerlendirmelerde bulunurken, gelecekteki olası risklere karşı da önemli uyarılar yaptı. Yer bilimlerinin sürekli geliştiği ve depremlerin önceden tahmin edilmesinin zorluğu üzerine konuşan Görür'ün açıklamaları, hem bölge sakinleri hem de genel kamuoyu için hayati önem taşıyor.
Naci Görür, Erzincan depremi sonrasında yapılan incelemelerin, depremin yer altındaki jeolojik yapının hareketliliğinden kaynaklandığını gösterdiğini vurguladı. 2 yıl içinde yaşanan depremlerin, bölgedeki fay hatları üzerindeki stres birikiminin sonucunda meydana geldiğini belirten Görür, bu tür durumların önceden tahmin edilmesinin son derece karmaşık olduğunu ifade etti. Araştırmalara göre, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması, olası artçı depremlerin ve büyük depremlerin her an beklenebileceği anlamına geliyor.
Erzincan'daki depremin ardından, halk arasında oluşan panik ve belirsizlik ortamının, bilimsel verilerle giderilmesi gerektiğini söyleyen Görür, insanların depreme karşı bilinçlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Deprem sigortası, acil durum planları ve dayanıklı yapıların inşasının önemine vurgu yapan Görür, bireylerin kendi güvenliklerini sağlamak için atabilecekleri adımları sıraladı. Bu bağlamda, yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düştüğünü belirtti. Görür, "Belediyeler, halka yönelik eğitim programları düzenlemeli; okullarda deprem tatbikatları yapılmalı," diyerek, eğitimin önemini sorguladı.
Naci Görür, halk için gerekli olacak önlemleri sıralamakla kalmadı, aynı zamanda devlet kurumlarını da göreve çağırdı. Uzmanlar tarafından hazırlanan raporların, yerel yönetimler tarafından dikkate alınarak hızlı bir eyleme geçilmesi gerektiğini ifade etti. Görür, "Deprem araştırma enstitüleri, yerel yönetimlerle iş birliği içinde çalışmalı ve bu tür doğal afetlere yönelik daha güçlü bir altyapı oluşturulmalıdır," dedi. Bunun yanı sıra, depremin ardından binaların güvenliği ve yeniden inşa süreçlerinin de dikkatlice ele alınması gerektiğini belirtti.
Depremin sadece fiziki yapılar üzerinde değil, aynı zamanda insanların ruh sağlığı üzerinde de ciddi etkileri olduğu gerçeğini vurgulayan Görür, "Psikolojik destek de en az fiziksel hasar tespit kadar önemlidir," diye ekledi. Özellikle çocukların ve yaşlıların bu süreçten daha fazla etkilendiğini söyleyen Görür, ailelerin ve bireylerin ruh sağlıklarını korumaları için profesyonel destekleri almaları çağrısında bulundu.
Son olarak, Türkiye'nin deprem riski göz önünde bulundurularak, ulusal düzeyde bir kriz yönetim planı oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Görür, bu tür planların sürekli güncellenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu bağlamda, halkın aktif bir şekilde sürece dahil edilmesi gerektiğinin altını çizen Görür, "Kriz anlarında halkın ne yapacağını bilmesi, hepimiz için hayati bir öneme sahiptir," dedi. Naci Görür’ün açıklamaları, Erzincan’ın yanı sıra tüm Türkiye için önemli bir fikir sunuyor. Halkın bilinçlendirilmesi ve alınacak önlemler, gelecekteki tehlikeleri minimize etmek için kritik bir adım olarak karşımıza çıkıyor.