Günümüzde pek çok insan, yoğun yaşam temposu ve şehir gürültüsü nedeniyle manevi değerlerini ve dini vecibelerini yerine getirmekte zorluk çekiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin bir köyünde yaşayan bir vatandaş, ezan sesini daha net bir şekilde duyabilmek amacıyla evinin çatısına özel bir hoparlör sistemi kurma kararı aldı. Bu ilginç ve dikkat çekici uygulama, bölge halkında büyük bir merak uyandırdı. Projeyi hayata geçiren Şevket M. adlı vatandaş, bu özel sistemi kurma gerekçelerini ve yaşadığı deneyimleri bizimle paylaştı.
Şevket M., yıllardır yoğun bir iş hayatı sürdüğünü, bölgedeki camilerin ezan sesinin gürültü ve trafik nedeniyle sıkça kaybolduğunu belirtiyor. “Ezan sesi, ruhuma hitap eden en güzel melodidir. Ancak şehir hayatının karmaşası içinde bu sesi duymak zorlaşıyor.” diyen Şevket, bu düşünceden yola çıkarak çözüm arayışına girdi. Öncelikle, bölgedeki camilerin ezan ses sistemlerinin kalitesini inceleyen Şevket, bazı camilerin hoparlörlerinin ömrünü tamamlamış ve günümüzde oldukça yetersiz kaldığını gözlemledi.
“Bu durumu göz önünde bulundurunca kendi evimde, daha yüksek ve kaliteli bir hoparlör sistemi kurmaya karar verdim. Fakat bu işin sadece hoparlör almakla bitmeyeceğini biliyordum.” diye ekliyor. Şevket, evinin çatısına kurduğu sistem için gerekli olan tüm ekipmanları tek tek seçti. Evinin çatısına montajı yapılacak olan hoparlörlerin yanı sıra, uzun mesafeden çekim yapabilen bir mikrofon seti de temin etti. “Bunları sıradan bir hoparlör sisteminden daha iyi bir teknoloji ile yapmaya çalıştım. Ezanı en iyi şekilde duymak istedim.”
Kurulum işlemlerinin ardından, Şevket’in evinden yükselen ezan sesi çevrede dikkat çekici bir etki yarattı. İlk başta komşuları merakla bakışlarını üzerime yönlendirdi; fakat ardından onların da bu durumu anlayışla karşılaması beni motive etti. Şevket, ses sistemini kurduktan sonra düzenleme için bazı denemeler yaparak doğru sesi elde etmeye çalıştı. “Bu sistem, sadece benim için değil, komşularım ve diğer insanların da manevi deneyimlerini güçlendirmeye yardımcı oldu.” diyor.
İlerleyen günlerde, çevredeki insanların Şevket’in projesine olan ilgisi arttı. Bazı komşular, benzer sistemler kurmaya karar verdiler. Hatta, bu durum yerel yönetimin de dikkatini çekti. Şevket, yerel belediyeden yetkililerin kendisini ziyaret ettiğini ve projesinin yerel topluma sağladığı katkılar hakkında bilgi almak için bir dizi soru sorduklarını belirtti. Her ne kadar temel amacı, kendi manevi değerlerinden faydalanmak olsa da, bu aynı zamanda topluma ilham veren bir örnek haline geldi.
Şevket, “Artık yalnızca kendim için değil, tüm komşularım ve mahalle halkı için yapılan bir proje oldu. Sadece ben ezanı duymuyorum, yanı başımdaki arkadaşlarım da duyabiliyor, bu durum da bizlerin bir arada olmasına vesile oluyor.” şeklinde duygularını ifade ediyor. Projesinin ardından pek çok sosyal medya platformunda da yer alması, ezan dinleme alışkanlıklarının da bu tür projeler aracılığıyla yeniden gözden geçirilmesine katkıda bulundu.
Sonuç olarak, Şevket M.’nin ilham veren bu projesi sadece bir hoparlör sistemi kurmaktan çok daha fazlası haline geldi. Günümüzde camilerdeki ezan sistemlerinin önemine dikkat çekmek ve insanların manevi değerlerini ön plana çıkarmak için önemli bir adım attı. Zamanla büyüyen bu fenomen, insanların ortak inanç ve değerler etrafında birleşebileceği bir topluluk oluşturma fırsatı sunuyor. Şevket’in hikayesi, bir insanın iş hayatı stresi içinde bile manevi değerlerinden nasıl vazgeçmediğinin bir göstergesi olarak hafızalarımızda kalacak.