Son dönemde Türkiye, terör örgütü FETÖ ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, FETÖ ile mücadele çalışmalarında ulaşılan önemli bir eşiği kamuoyu ile paylaştı. Yapılan açıklamada, toplam 45 bin 229 personelin ihraç edildiği belirtildi. Bu veriler, kamu kurumlarının FETÖ yapılanmasına karşı ne denli hassasiyet gösterdiğini gösterirken, tarihsel açıdan da Türkiye'nin bu konudaki kararlılığının bir işareti olarak görülüyor.
FETÖ, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi ile birlikte Türkiye’nin gündeminde zirveye çıktı. O tarihten bu yana devlet kurumlarında başlatılan temizlik süreci, sadece FETÖ’yü değil, aynı zamanda bu Nisan alınan kararlar çerçevesinde, onunla bağlantılı olan tüm aktörleri de kapsamaktadır. Bakan Yerlikaya'nın açıklaması, bu sürecin ne kadar ciddiyetle devam ettiğini gözler önüne seriyor. İhraç edilen 45 bin 229 personel, yalnızca merkez teşkilatı değil, tüm ülke genelinde yer alan kamu kurumlarını kapsamaktadır. Bu sayı, emniyet, askeriye, eğitim ve diğer birçok sektörde çalışan personeli içermektedir.
İhraçlar, FETÖ ile bağlantılı olduğu düşünülen kişilerin devlet içindeki etkinliğini azaltma amacını taşımaktadır. Bu bağlamda, yürütülen çalışmalar çerçevesinde pek çok soruşturma başlatılmış, çok sayıda personel hakkında disiplin işlemleri yapılmış ve gerekli görülenlerin kamu görevinden ihraçları sağlanmıştır. Bu sayede devletin bekası adına atılıcı önemli adımlar, halkın güveninin yeniden inşa edilmesi yolunda da en büyük desteği sunmaktadır. Bakan Yerlikaya’nın belirttiği gibi, bu rakamlar, toplum nezdinde FETÖ ile mücadelenin ne denli sürdürülebilir olduğunun bir göstergesidir.
FETÖ ile mücadelenin yalnızca güvenlik güçleri ile sınırlı kalmadığını; eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi birçok alanda da aktif olarak devam ettiğini belirtmek önemlidir. İhraçlar sırasında dikkate alınan kriterler, sadece örgüt üyeliği değil, aynı zamanda bu üyeliğin delilleri, yapılan araştırmalar ve elde edilen istihbarat bilgileridir. Sadece ihraçlar değil, ayrıca kamu görevlilerinin yeniden güvenlik taramalarından geçirilmesi ve sürekli denetim mekanizmalarının oluşturulması da sağlanmaktadır.
Türkiye, yaptığı bu ihraç işlemleri ile birlikte yalnızca ulusal güvenliği değil, aynı zamanda devletin itibarını koruma ve halkın güven duygusunu artırma hedefi gütmektedir. Her bireyin, hangi sıfatla olursa olsun, devlete karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Kamudaki ihraçlar, FETÖ'nün yanı sıra diğer terör örgütlerine karşı da büyük bir uyarı mahiyeti taşımaktadır. Bu nedenle, yapılan ihraçlar sadece anlık bir tepki değil, susturulmuş bir tehdit ile yürütülen uzun soluklu bir mücadelenin parçasıdır.
Son olarak, FETÖ ile mücadele kapsamında yapılan her çalışma, yalnızca şu anki duruma yönelik bir müdahale değil, gelecekte yaşanması muhtemel benzer olayların önüne geçilmesi amacıyla bir tür sigorta mekanizmasıdır. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamaları, bu konuda Türkiye'nin ne denli kararlı olduğunu göstermekle birlikte, halkın da bu süreçteki paydaşlığına duyulan ihtiyacı ifade etmektedir. Zira, cemaatler ve terör örgütleri, toplumsal destek olmadan güç kazanamaz ve devlete sızamazlar.
Bakan Yerlikaya'nın belirtmiş olduğu bu rakamların artışı veya azalışı, sadece kısmi bir göstergeden öte, Türkiye’nin demokratik değerleri çerçevesinde, güvenlik ve istikrar arayışının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. FETÖ ile yürütülecek olan mücadelenin boyutları ve detayları, önümüzdeki süreçlerde de tüm toplumun gündeminde kalmaya devam edecektir. Bu sebeple, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve farkındalığın artırılması topyekun bir mücadele perspektifinin benimsenmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.