Son yıllarda kentimizde artan madde bağımlılığı, hem sosyal hem de ekonomik pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Gençlerin sahipsiz kalması, sokakların karanlık yüzüyle tanışması, mahallelerin güvenliğini tehdit ediyor. Uyuşturucunun tehdidinin filizlendiği bu ortamda bir grup genç, duruma kayıtsız kalmayarak kendi yollarıyla bir tepki gösterdi. Kapıları zorlayan bir madde bağımlısına karşı verdikleri meydan dayağı, günümüz gerçeklerini gözler önüne serdi. Zamanla çeşitli organizasyonlar ve derneklerin de destek vermesiyle büyüyen bu hareket, şehrin karanlık yüzünü aydınlatmayı amaçlıyor.
Statistiklere göre, son beş yılda uyuşturucu madde kullanan gençlerin oranı ülkemizde %30 oranında artmış durumda. Alkol ve diğer bağımlılık yapan maddelerin yaygınlaşması, özellikle eğitim çağındaki gençlerin hayatında büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, yalnızca kullanıcıları değil, ailelerini, arkadaşlarını ve toplumun genelini de derinden etkiliyor. Madde bağımlılığına karşı geliştirilen projeler ve politikalar, genel olarak yetersiz kalıyor. Medyanın bu konuyu ele alma biçimi de sorunu daha da karmaşıklaştırıyor. Aileler, sosyal çevreler ve devlet otoriteleri arasında sağlıklı bir diyalog kurulamaması, gençlerin çaresiz hissetmesine yol açıyor.
Ancak bu karamsar tablo, gençlerin duyarsız kalması gerektiği anlamına gelmiyor. Bir grup genç, sokaklarda gördükleri madde bağımlılığına karşı bir araya gelerek, kendi tepkilerini koymaya başladılar. Öncelikle sokaklarda düzenledikleri küçük etkinliklerle; bilinçlendirme çalışmaları, afiş kampanyaları ve bilgi broşürleri dağıtarak, bağımlılık hakkında bilgi vermeye başladılar. Bu durum, diğer gençlerin de ilgisini çekti ve yayılmaya başladı.
Ayrıca, özellikle madde bağımlısı olan bir gencin sokaklarda yarattığı olumsuz etkiye karşı, bu gençler bir araya gelerek meydan dayağı veya benzeri bir duruş sergilediler. Elbette bu, fiziksel bir müdahale değil; sokakta yaşayan bağımlılara karşı yürütülen bir farkındalık hareketiydi. Gençler, bağımlılığın yalnızca kişilere değil, topluma da zarar verdiğini vurgulamak amacıyla bu tarz etkinlikler düzenliyorlar.
Başlattıkları bu kampanyaların asıl amacı, toplumsal bilinçlenmeyi sağlamak ve bağımlılık ile mücadelede bütün toplumun bir arada hareket etmesini teşvik etmek. Kayıtsız kalmadıkları için kendilerini mutlu ve tatmin olmuş hisseden bu gençler, daha büyük bir toplumsal hareketin parçası olmayı hedefliyor.
Söz konusu etkinliklerin yanı sıra, sosyal medyanın gücünü de kullanarak internet üzerinden farkındalık kampanyaları yürütüyorlar. Bu kampanyalar, hem gençler arasında hem de aileler arasında iletişim kurmayı kolaylaştırıyor. "Birlikte gücüz" sloganıyla başlatılan kampanya, tüm toplumu madde bağımlılığına karşı daha duyarlı hale getirmeyi amaçlıyor.
Kentimizde yaşanan bu olaylar, bize gösteriyor ki, gençler artık ceplerindeki telefonlardan daha fazlasını kullanarak, gerçek dünyadaki sorunlara karşı duyarlı hale geliyorlar. Bağımlılıkla ilgili her türlü olumsuz gelişmenin karşısında durabileceğini ve toplumsal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu vurgulamak isteyen bu gençler, sadece kendi geleceklerini değil, toplumun kendisini de kurtarmak adına mücadele veriyorlar.
Bu süreçte, devletin ve yerel yönetimlerin madde bağımlılığına karşı koyduğu mücadeleyi desteklemek ve birlikte bir yol haritası çizebilmek için de çağrıda bulunuyorlar. Tek başına bir takım etkinliklerin yeterli olmadığını, dahil olmaları gereken bir sistemin ve stratejinin var olduğunu vurguluyorlar. Sadece onları değil, aileleri, toplumun en genç üyeleri olan çocukları da düşünerek, daha kapsamlı bir çözüm arayışında olduklarına dikkat çekiyorlar.
Kısacası, madde bağımlılığına karşı verilen bu meydan dayağı, sadece bir protesto değil; aynı zamanda bir uyanışın sembolü oluyor. Kentin yaşadığı sorunları aşabilmek için gençlerin kendilerini ifade edebildikleri bir alanın yaratılması ve bu alanda farkındalık artırmanın önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Ümidimiz, bu gençlerin cesareti ve azmi, daha geniş kitlelere ulaşarak toplumsal bir değişim yaratmada etkili olabilir.