Donald Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde ABD'nin 45. Başkanı olarak göreve başladıktan sonra, ilk 100 günü hızlı ve tartışmalı bir şekilde geçti. Bu süre zarfında gerçekleştirdiği icraatlar, politika değişiklikleri ve uluslararası ilişkilerde attığı adımlar, hem Amerika'da hem de dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Trump yönetiminin bu ilk dönemi, birçok Cumhuriyetçi ve Demokrat kesim tarafından yakından takip edildi, zira bu aşama, Trump'ın başkanlık vizyonunun ne yönde şekilleneceğini gösteriyordu.
Trump, başkanlık kampanyası süresince ekonomik büyüme ve istihdam yaratma vaadinde bulunmuştu. Bu bağlamda, Görevdeki ilk günlerinde, Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) gibi büyük ticaret anlaşmalarından çekilerek, ülke içi üretimi teşvik etmeyi hedefledi. Bunun yanında, büyük şirketlerin vergi yükümlülüklerini azaltan bir vergi reformu üzerinde çalışarak, iş dünyasında geniş çaplı istihdamın artmasını sağlamayı umdu. Bu reformun 2018 yılı itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyordu.
Ayrıca, iş gücünün artırılması için hükümet, altyapı yatırımları üzerine yoğunlaşmayı da planladı. Özellikle büyük ilaç ve sağlık hizmetleri şirketleri ile yapılan anlaşmalar, çizilen yeni ekonomik haritada önemli yer tutuyordu. Trump yönetimi, işsizlik oranlarını düşürme amacıyla çeşitli teşvik paketleri sunarak, Amerikalıların iş bulmasını kolaylaştırmayı hedefledi. Ancak bu süreçte, bu politikaların sadece belli kesimlere hizmet edip etmediği ile ilgili eleştiriler de gündeme geldi.
Trump'ın dış politikadaki stratejileri ise oldukça çarpıcı ve tartışmalara neden oldu. Özellikle Orta Doğu'daki duruma dair aldığı kararlar, dünya genelinde dikkatle izlendi. Güvenlik ve terörle mücadele bağlamında, IŞİD ile mücadelede kararlılık sergileyen Trump, Suriye’ye düzenlenen hava saldırılarıyla da kendine özgü tavrını ortaya koydu. Bu adımlar, uluslararası toplum tarafından destek bulurken, bazı kesimler tarafından da eleştirildi. Çünkü Trump'ın bu tür kararları, daha önceki yönetimlerin uygulamalarından ciddi anlamda farklılık gösteriyordu.
Bunun yanı sıra, Kuzey Kore ile olan gerginlik de Trump yönetiminin ilk 100 günü içinde yoğun şekilde yaşandı. Kuzey Kore'nin nükleer silah geliştirme çabalarına karşı tutumunu sertleştiren Trump, dünya genelinde endişe yaratan bir duruma yol açtı. Kuzey Kore ile yapılan diplomatik görüşmeler, ilerleyen dönemlerde gerginliği azaltma adımları olarak şekillenecek olsa da, bu durum ilk 100 gün içinde tansiyonu artıran önemli bir mesele oldu.
Sonuç olarak, Donald Trump'ın başkanlık döneminin ilk 100 günü, farklı politikalar ve cesur adımlarla doluydu. Ekonomi, istihdam, dış politika ve iç güvenlik gibi birçok alanda aldığı kararlar, gelecekteki politikalarının temellerini oluşturdu. Bu dönemde yapılan icraatlar, sadece Trump’ın değil, aynı zamanda ABD’nin de yönünü belirleyecek önemdeydi. Ülke içinde ve dışında yankı uyandıran bu süreç, Trump’ı hem destekleyen hem de karşıt görüşte bulunanlar tarafından sıkça tartışılan bir figür haline getirdi. Gelecek dönemde bu politikaların ne yönde gelişeceği ise merak konusuydu.